Şiir, Sadece: Rainer Maria Rilke şiirleri
Rainer Maria Rilke şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Rainer Maria Rilke şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Mart 2017 Salı

Zeytinlik

Kurşuni yapraklar altında çıktı yukarlara
kurşuni hep ve zeytinliklere karışırcasına;
toza belenmiş alnını gömdü sonra
kızgın elinin tozluğuna.

Hepsinden sonra bu. İşte buydu sonu.
Gözlerin körleşirken gitmeliyim ben;
neden istiyorsun bunu, var olduğunu
neden söyleyeyim, seni artık bulamazken.

Artık bulamıyorum seni bende, hayır.
Başkalarında da Bu taşta da yoksun sen.
Artık bulamıyorum seni. Yalnızım ben.

Bütün insanlığın acısıyla yalnızım,
onu seninle hafifletmek için omuzlamıştım;
oysa yoksun, adsız utanç, sen ...

Sonradan anlatıldı: "Bir melek geldi derken ..."

Ne meleği: Ah geceydi gelen
ağaçlarda yaprakları ilgisizce kımıldatarak.
Havarilerse düşlerinde sıçradılar ancak.
Ne meleği: Ah geceydi gelen.

Görülmemiş bir gece değildi gelen gece;
onun gibi yüzlercesi gelip gider.
Sonra köpekler uyur, taşlar durur öylece.
Ah yaslı bir gece, ah herhangi bir gece
tekrar sabahın olmasını bekleyen.

Melekler böyle yakaranlara gelmez çünkü,
geceler genişlemez bunların çevresinde.
Kendini kaybedenleri her şey bırakır yüzüstü;
babalar onları terk ederler,
kapanır onlara analar rahmi de.


Rainer Maria Rilke
Çeviren: Turan Oflazoğlu

......

Geceleri yatakta ağladığımı
Kendisine açmadığım sevgili,
Yorgun düşüren varlığımı
Bir beşik gibi.
Benim için uykusuz kaldığını
Benim gibi, saklayan.
Ah, içimizdeki bu yangını
Söndürmeye çalışmadan
İçimizdeki taşısak
Sevişenlere bir bak,
İtirafa kalkışsalar aşkı
Sözlerine yalan karışacak.
sendendir yalnızlığım, varlığım sana dönüşmüş.
Seslerin içinde bir an doğarsın;
Uçup giden kokularda bir an varsın.
Ah, hepsini kollarımda yitirdim,
Bir sen doğmaktasın, tekrar, yeni:
Hiç tutmadım, o yüzden tutmaktayım seni.


Rainer Maria Rilke
Çeviren: Behçet Necatigil


"Malte Laurids Brigge'nin Notları"ndan.

Güz

Düşer yapraklar, düşer sanki uzaklardan,
gökyüzünde uzak bahçeler mi bozulmuş ne;
düşerler gönülsüz doğanlar gibi.

Düşer geceleyin ağır yeryüzü de
yalnızlığa, bütün yıldızlardan
Biz hepimiz düşeriz, düşer bu el, bak.
Gör başka şeyleri de: bu, hepsinde.

Ama var biri, bu düşmeyi ellerinde
tutar, sonsuz yumuşak.


Rainer Maria Rilke
Çeviren: Turan Oflazoğlu

22 Eylül 2016 Perşembe

Güz Günü

Tanrım: vakit geldi. Çok büyüktü yaz.
Düşsün üstüne gölgen güneş saatlerinin
ve yeller sal çimenler üstüne biraz.

Son meyveler de olsun sen buyur ki;
iki güney günü daha bağışla,
onları yetkinliğe doğru zorla
ve izle son tadı ağır şaraptaki.

Ev kurmaz evsiz olan bundan böyle.
Yalnız olan yalnız kalır uzun zaman;
uyanır, okur, uzun mektuplar yazar bazen;
ve ağaçlı yollarda tedirgin, öyle
gezinir, yapraklar uçarken savrularaktan.


Rainer Maria Rilke
Çeviren: Turan Oflazoğlu

Yalnızlık

Yalnızlık bir yağmur gibidir.
Denizden akşamlara yükselir;
uzak mı uzak ovalardan gelir,
ağar göğe, hep ordadır göklerin.
Ve düşer gökten üstüne şehrin.

Alaca saatlerde yağar geri,
nice ki sabaha döner bütün sokaklar;
nice ki göğdeler, bir şey bulamamış hiçbiri,
umutlar boşa çıkmış, üzgün ayrılıklar;
nice ki insanlar karşılıklı nefret içre kalırlar
yan yana bir yatakta yatarken:

akar yalnızlık ırmaklarla derken ...


Rainer Maria Rilke
Çeviren: Turan Oflazoğlu

9 Eylül 2012 Pazar

Der Panther

IM JARDIN DES PLANTES, PARIS
Sein Blick ist vom Vorübergehn der Stäbe
so müd geworden, daß er nichts mehr hält.
Ihm ist, als ob es tausend Stäbe gäbe
und hinter tausend Stäben keine Welt.

Der weiche Gang geschmeidig starker Schritte,
der sich im allerkleinsten Kreise dreht,
ist wie ein Tanz von Kraft um eine Mitte,
in der betäubt ein großer Wille steht.

Nur manchmal schiebt der Vorhang der Pupille
sich lautlos auf--. Dann geht ein Bild hinein,
geht durch der Glieder angespannte Stille--
und hört im Herzen auf zu sein.



Rainer Maria Rilke

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Yaz Yağmuru Öncesi

Vor Dem Sommerregen


Adı nedir bilinmez bir şey çekilip gider,
beklenmedik bir anda yeşilliğinden parkın;
Duyulur pencereye durunca daha yakın,
ve suskunluk olunca. Israrcı, güçlü öter,

ağaçlıklar içinden şakır bir yağmurkuşu,
mübarek Jerome’yi çağrıştırarak akla:
Yükselir yoğunlukla, nasıl da, sağanakla
dinlenecek bu sesten yalnızlık ile coşku.

Duvarları salonun ve yağlı boya tablolar
işitmek istemezler sanki çekilip geri
diyeceklerimize etmezler müsaade.

Öğleden sonraların belirsiz ışıkları
yansıdığında ölgün halılar üzerinde
insan çocukken ancak böyle korkuyla dolar.


Rainer Maria Rilke

Yalnızlık

Einsamkeit


Yalnızlık benzer bir yağmura.
Yükselir denizden akşamlara;
çıkar göklere, o ırak ve ücra
ovalardan her zaman ki yerine.
Ve dökülür gökten şehrin üzerine.

Tüm sokakların yüzü sabaha çevrilirken,
bir şey bulamamış bedenler
birbirilerinden hüsranla ve mutsuz ayrılırken;
biri diğerinden nefret edenler
bir yatakta beraber uyumaya mecbur kalırken
aradaki o saatlere yağar:

Yalnızlık sonra ırmaklarla akar.


Rainer Maria Rilke

Yalnızlık

Yalnızlık bir yağmura benzer,
Yükselir akşamlara denizlerden
Uzak, ıssız ovalardan eser,
Ağar gider göklere, her zaman göklerdedir
Ve kentin üstüne göklerden düşer.

Erselik saatlerde yağar yere
Yüzlerini sabaha döndürünce sokaklar,
Umduğunu bulamamış, üzgün yaslı
Ayrılınca birbirinden gövdeler;
Ve insanlar karşılıklı nefretler içinde
Yatarken aynı yatakta yan yana:

Akar, akar yalnızlık ırmaklarca.


Rainer Maria Rilke
Çeviren: Behçet Necatigil

13 Mayıs 2011 Cuma

Tekrar Tekrar

İmmer Wieder


Her ne kadar tanımışsak da tekrar tekrar aşkın arazisini,
yaslı isimleriyle küçük kilise mezarlığını
ve başkalarının içinde sona erdiği
korkunç biçimde dil ağız vermeyen dağ geçidini,
çıkar dolaşırız yine de tekrar tekrar yaşlı ağaçlar altında ikimiz,
tekrar tekrar yatarız gökyüzüne karşı çiçekler arasında.


Rainer Maria Rilke

Seven Kadın

Die Liebende


İşte pencerem. Az önce
ne kadar da hafif uyandım.
Yüzdüğümü sandım.
Nerede başlıyor gece,
Nerede son buluyor yaşantım?

Bir kristalin derinlikleri gibi şeffaf,
dilsiz, karanlık,
ben’im diyebilirdim dört bir taraf,
çevremi saran tüm varlık.

İçime sığdırabilirim yıldızları bile;
kalbim büyük görünüyor o kadar;
öylesi bir keyifle
benden izin istiyor tekrar

galiba o sevmeye başladığım,
o tutunmaya başladığım kişi için.
Bakıyor bana yazgım,
yabancılığıyla asla bilinmezin.

Uzanan ben miyim bu
sonsuzluğun altında,
ki çayır gibi hoş kokulu
ileri geri salınmakta,

hem sesleniyor hem korkak,
duyulur diye seslenişleri,
bir başkasında boğulmak
onun kaderi.


Rainer Maria Rilke

Sensin Benim

Sensin benim bulduğum bütün bu şeylerde,
Bu sevgiyle, kardeşçe bağlandıklarımda;
Tohum gibi güçlenirsin daracık yerde,
Büyükteyse büyüksün, bakarım da.

İnanılmaz oyunu bu güçlerin işte,
Öyle işlerler aktıkları yerde ki:
Köklerde büyürken azalır gövdelerde
Ve dirilirler ağaç tepelerinde sanki.


Rainer Maria Rilke

12 Mayıs 2011 Perşembe

Sen Daha Başından

Sen kollarıma asla gelmemiş sevgili,
sen yitirilmiş olan daha başından,
senin hangi şarkılar gider hoşuna
hiç öğrenemedim. Vaz geçtim ben seni
gelecek anın kabaran dalgaları içinde
tanımaya çabalamaktan. İçimdeki
tüm uçsuz bucaksız imgeler - - çok uzaktaki
derinliğine hissedilen peyzaj,
şehirler, kuleler, köprüler ve patikaların tahmin-
edimedik dönemeçleri
ve şu bir vakitler nabzı tanrıların hayatıyla atan
kudretli topraklar - -
tümü, beni her zaman atlatan seni
anlamlandırmak için içimden yükselirler.

Sen, sevgili, daima hasretle seyrettiğim
bahçelersin sen. Bir kır evinde
açık bir pencere - -, ve sen daha yeni
atmışsın adımını dışarı, dalgın düşünceli
karşılamak için beni. Rast gele geçtiğim sokaklar, - -
sen onlarda az önce yürümüş ve gözden kaybolmuşsun.
Ve bazen, bir dükkanda, aynalar hala sersemlemiş
olurlardı senin orada bulunmuş olmandan, irkilmiş
geri verirlerdi benim çok ani hayalimi.Kim bilir? belki de
aynı kuş yankılanıyordu içimizden ikimizin de
ayrı ayrı, dün akşam.


Rainer Maria Rilke

Panter

O daimi parmaklıklardan öyle bıktı ki,
hiçbir şey barındıramıyordu bakışı.
Sanki binlerce parmaklık vardı.
Ve parmaklıkların ötesinde dünya yoktu.

Güçlü esnek adımların atılımıyla
küçücük çemberler çizmesi,
büyük bir istencin felçli gibi durduğu
merkezin etrafında kudret dansı gibiydi.

Yalnızca bazen gözbebeklerinin perdeleri
kalkardı sessizce. Gergin tutuk kaslar arasından
akan bir görüntü girerdi içeri,
dalardı yüreğine ve yiter giderdi.


Rainer Maria Rilke
(1875-1927)

Ozanın Ölümü

Yatıyor yüz hatları sert yastıkta
solgun ve yadsır gibi durmakta,
dünya ve dünya üstüne tüm bilinen
onun duyularından koparak
ilgisiz yıla tekrar çekildiğinden.

Bilmiyorlardı onu yaşarken görenler
bütün bunlarla arasında nice birlik var;
evet, bu derinlikler, bu çimenler
ve bu sular yüzüydü onun, bunlar.

Ah evet, onun yüzüydü bütün uzaklar da
onu hala isteyen, onu hala arayan;
maskesiyse, ürküp can çekişen orda,
narin ve açık, yarılan bir meyve sanki
havada çürüyüp duran.


Rainer Maria Rilke

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Muhammed’in Tayin Edilişi

Mohammeds Berufung


Derhal fark edilen Melek, o yüce erk,
Daha gizlendiği yere girdiği gibi
tertemiz, alev alev ve dikilerek-
Yalvardı bırakıp da her bir talebi
Yol şaşkını bir tacir olarak kalmasına izin
Verilsin diye, eskiden neydiyse öyle;
Okuyamazdı o, böylesi sözün
Fazla gelirdi bir âlime bile.
Fakat Melek ona yazılı sayfasını
Buyurganca gösteriyor, gösteriyordu,
Tekrar ediyordu ısrarla: Oku.
Okudu o: Melek, önüne eğdi kafasını.
Okuyandı artık o andan itibaren
Ve bilendi ve uyandı ve hüküm veren.


Rainer Maria Rilke

Komşu Tanrı

Hayatımı genişleyen halkalar içre yaşarım ben,
nesneler üzre açılan birim birim.
Sonuncuyu, belki, başarmak gelmez elimden;
fakat denemek isterim.

dönerim çevresinde Tanrı'nın, o eski kulenin gece gündüz
dönerim binlerce senedir;
doğan mıyım ben, fırtına mı, bilmem henüz,
yoksa bir büyük şarkı mıyım nedir...


Rainer Maria Rilke

Herbsttag

Herr: es ist Zeit. Der Sommer war sehr groß.
Leg deinen Schatten auf die Sonnenuhren,
und auf den Fluren laß die Winde los.

Befiel den letzten Früchten voll zu sein;
gib ihnen noch zwei südlichere Tage,
dränge sie zur Vollendung hin und jage
die letzte Süße in den schweren Wein.

Wer jetzt kein Haus hat, baut sich keines mehr.
Wer jetzt allein ist, wird es lange bleiben,
wird wachen, lesen, lange Briefe schreiben
und wird in den Alleen hin und her
unruhig wandern, wenn die Blätter treiben.


Rainer Maria Rilke

Türkçesi: Güz Günü

Güz Günü

Tanrım: zamanıdır şimdi. Yaz çok müthişti.
Güneş saatinin üstüne bırak gölgeni,
ve estir tarlaların yellerini.

Emret son meyvelere olgunlaşmayı;
güneysi iki gün daha ver onlara,
davet et onları tamamlanmaya
ve devam ettir ağır şarabın son tadını.

Şimdi yuvası olmayanlar, kuramayacaklar bundan sonra.
Şimdi yalnız olanlar, daha bir hayli yalnız kalacaklar,
bakacaklar, okuyacaklar, uzun mektuplar yazacaklar
ve caddede bir aşağı bir yukarı huzursuzca
dolanacaklar, sürüklenirken yapraklar.


Rainer Maria Rilke
(1875-1927)

Güz

Yapraklar düşmede bilinmez nerden,
Gökkubbede uzak bahçeler bozulmuş sanki
Yapraklar düşmede gönülsüz
Ve geceler ağır dünyamız kopmuş gibi yıldızlardan
Kaymada yalnızlığa
Hepimiz düşmedeyiz, şu gördüğün el düşüyor
Nereye baksan hep o düşüş
Ama biri var ki bu düşenleri tutuyor yumuşak ve sonsuz.


Rainer Maria Rilke