(mefâîlûn mefâîlûn feûlûn)
Gel imdî dinle sözü şerh edeyın
Biri bîrin onu sana diyeyim
Cü sâhın hikmeti akdemden îdi
Bu birkaç söze şerh Âdem’den îdi
Bu muhtasar cihan îki cihanca
Dügeli bâkar îsen yüz bin anca
Azim cihandürür gönül cihânı
Senî izler isen bûlâsın ânı
Haber verîserem nefsin elinden
Ümîdin vâr ise gîdesin andan
İkî sutlandurur sâna hâvâle
Diler her bîrisî kim mülki âla
Birî rahmânidir can hazretinden
Birî şeytânidir garez yatından
Gör imdî kim seni kîme taparsın
Kime kapu açar kime yaparsın
On üç bin erdûrûr rahmâni leşker
Zebunsuz kimselerdir key erenler
Dokuz bindir bu nefsin haşerâtı
Müdâm eyerlidir bunlârın âtı
Nişanları bu kim yüzleri kara
Bu nifrîn-ü şikâyet kanda vâra
Sakıngıl kim bulardan olmayâsın
Ki nefs dîvânına yâzılmayâsın
Ke nefsin dîleğin can besler îsen
Yerin nur can sözünü esler îsen
Tekebbür nefsdir sultânı bilmez
Çerîsinde iyi dirlik dirilmez
Key ârı can gerek şeh hazretinde
Irılmâdan dura sultan katında
Kadîmden nefsdir sultâna âsî
Bir urgandır heman ânın behâsı
Bu nefs oğlanları dokkuz kişidir
Nifâk u şirk anların işîdir
Ulû oğlu tama’ iyi iş itmez
Cihan mülkü onun olursa yetmez
Bin er donlu durarlar kapısında
Esîr etmiş cihânı tapısında
Sever dünyâyı çün oldur imânı
Susuzdur dünyaya konmaz revânı
Neyi sever isen îmânın oldur
Nice sevmeyesin sultânın oldur
Sevindir bil senî senden ileden
Ne sever isen ol yânâya yeden
Ki sevdiğinden öte menzilin yok
Asıl ma’nî budur söz kelecî çok
Bu yolda da’vi sığmaz ma’nî gerek
Neyî kim sever îsen ânı gerek
Buçuk gün durmayan aklın katında
Ne lâyık ola şâhın hazretinde
Görem bir şahs gelir benzi sararmış
Tutulmuş dili aklı yâvı varmış
Gelip aklın önünde tâpı kıldı
Hak’a şükreyledi çün ânı buldı
Eğer sen akl isen gel beni gör der
Timâr eyle benim derdîme er der
Ayıtmâdın göreyim bir gün ânı
Ne sordun kimseye ol kimse kanı
Tama’ kervânı île yoldan azdım
Sanâ geldim çün ögüm sende sezdim
Bunâlıp sâna geldim hâlimi bil
Mededin vâr ise gözüm yaşın sil
Tama’ hapsına düştüm çıkamâzım
Katı berktir dıvârı yıkamâzım
Key erenlerdûrür zındânı bekler
Bahâdırlar demir yürekli erler
Bin er donlûdurur tama’ çerîsi
Mûbârizdir bahâdır her birisi
Ele gireni zındâna vururlar
Ayâğınâ da demir buyururlar
Suâl ettim bulâra ne kişîsiz
Ulûnuz kimdürür kimin eşisiz
Dediler kamusu nefs kullarıdır
Kamâsunun tama’ ulûlarıdır
Tama’–dârın yeri tâmuda olur
Kaçan tâmud’ olan âşûde olur
Yolum ald benim aldâdı tuttu
Bugün yârın ile ömrüm tüketti
Akıl ânın sözün çünkim işitti
Tefekkür eyleyip kendiye gitti
Çü gene geldi akl öğütler ânı
Bize gelenlerin kurtuldu cânı
Bize geldin ise endîşe yeme
Ne kılam deyibeni gussa yeme
Kanâat fakr ile pes gele şimdi
Bakadur düşmene gör nide şimdi
Çağırdı muştucu geldi kanâat
Harir donlar geyer biner kurağ’ at
Alemleri yeşil bulundu çıktı
Kimesne eslemez yavlak ınıktı
Çavuşlar yöğşirir sağdâ vu solda
Gırîv u zemzemedir değme yolda
Anı gördü kaçar nefs haşerâtı
Görimdi nîtedir hâlık sıfâtı
Sınıktı cümlesi gerü kayıkmaz
Döker oğlun kızın ardına bakmaz
Bunaldı cümlesi durmâdı kaçar
Kılıç lâzım değil iş oldu nâçar
Kılıçlar kanlıdır erleri gaazî
Uçar kuşlar gibi atları tâzî
Tama’dan kurtarırlar il ü şehri
Sıdılar leşkerin cebrî vü kahrî
İderler hây u hû nifrîn ü efgan
Muhâldir kimse ondan kurtarâ can
Sıyıp çerisin iline akarlar
Kovup oğlun kızın şehri yakarlar
Gazâden geldi şeh tahtın’ oturdu
Sipâhîler kamû tâpûya durdu
Kamu şehr ü kamu il râhat oldu
Nereye vârsan pür ni’met oldu
Görünmez oldu ol kızlığı u âfet
Matırbaz(lar) olurlar cümlesi mat
Harifler cümlesî tââta meşgul
Oluptur cümlesi sultânına kul
Oturur cümlesi han meclisinde
Ferâlar u kadehler ellerinde
Ferâgat oldu bunlar hoş geçerler
Sürer sâkıy şarab dün - gün içerler
Ferah oldu bular kayguları yok
Eginleri bütün karınları tok
Nidem dîmek ırâğ oldu bulardan
Ki ömr ü rızka oldurur payandan
Çü mihman-dâr kendüs’ oldu sultan
Ha döşer durmadan hân üstüne hân
Nice senin gibîler yedi doydu
Bikirdürür dahı hiç eskimedi
Yenir durmaz velî zerre gedilmez
Nereden geldiğini kimse bilmez
Erenlerdir bu dirliğe erenler
Yüzün ma’şûkanın mutlak görenler
Hakıykat bunlar ölmezler kalırlar
Ki her dem yeniden kısmet alırlar
Yunus cümle sözün senin ferîde
Üç söz senindürûr ol sen işîde
Nice sözün varısa sâna söyle
Has u âm gönlünü şey’ lillâh eyle
Ki zirâ cümle iş ulûlarındır
Temennâ eylgil yol bûlarındır
Yunus Emre
Yunus Emre Hayatı ve Bütün Şiirleri
Abdülbaki Gölpınarlı
Gel imdî dinle sözü şerh edeyın
Biri bîrin onu sana diyeyim
Cü sâhın hikmeti akdemden îdi
Bu birkaç söze şerh Âdem’den îdi
Bu muhtasar cihan îki cihanca
Dügeli bâkar îsen yüz bin anca
Azim cihandürür gönül cihânı
Senî izler isen bûlâsın ânı
Haber verîserem nefsin elinden
Ümîdin vâr ise gîdesin andan
İkî sutlandurur sâna hâvâle
Diler her bîrisî kim mülki âla
Birî rahmânidir can hazretinden
Birî şeytânidir garez yatından
Gör imdî kim seni kîme taparsın
Kime kapu açar kime yaparsın
On üç bin erdûrûr rahmâni leşker
Zebunsuz kimselerdir key erenler
Dokuz bindir bu nefsin haşerâtı
Müdâm eyerlidir bunlârın âtı
Nişanları bu kim yüzleri kara
Bu nifrîn-ü şikâyet kanda vâra
Sakıngıl kim bulardan olmayâsın
Ki nefs dîvânına yâzılmayâsın
Ke nefsin dîleğin can besler îsen
Yerin nur can sözünü esler îsen
Tekebbür nefsdir sultânı bilmez
Çerîsinde iyi dirlik dirilmez
Key ârı can gerek şeh hazretinde
Irılmâdan dura sultan katında
Kadîmden nefsdir sultâna âsî
Bir urgandır heman ânın behâsı
Bu nefs oğlanları dokkuz kişidir
Nifâk u şirk anların işîdir
Ulû oğlu tama’ iyi iş itmez
Cihan mülkü onun olursa yetmez
Bin er donlu durarlar kapısında
Esîr etmiş cihânı tapısında
Sever dünyâyı çün oldur imânı
Susuzdur dünyaya konmaz revânı
Neyi sever isen îmânın oldur
Nice sevmeyesin sultânın oldur
Sevindir bil senî senden ileden
Ne sever isen ol yânâya yeden
Ki sevdiğinden öte menzilin yok
Asıl ma’nî budur söz kelecî çok
Bu yolda da’vi sığmaz ma’nî gerek
Neyî kim sever îsen ânı gerek
Buçuk gün durmayan aklın katında
Ne lâyık ola şâhın hazretinde
Görem bir şahs gelir benzi sararmış
Tutulmuş dili aklı yâvı varmış
Gelip aklın önünde tâpı kıldı
Hak’a şükreyledi çün ânı buldı
Eğer sen akl isen gel beni gör der
Timâr eyle benim derdîme er der
Ayıtmâdın göreyim bir gün ânı
Ne sordun kimseye ol kimse kanı
Tama’ kervânı île yoldan azdım
Sanâ geldim çün ögüm sende sezdim
Bunâlıp sâna geldim hâlimi bil
Mededin vâr ise gözüm yaşın sil
Tama’ hapsına düştüm çıkamâzım
Katı berktir dıvârı yıkamâzım
Key erenlerdûrür zındânı bekler
Bahâdırlar demir yürekli erler
Bin er donlûdurur tama’ çerîsi
Mûbârizdir bahâdır her birisi
Ele gireni zındâna vururlar
Ayâğınâ da demir buyururlar
Suâl ettim bulâra ne kişîsiz
Ulûnuz kimdürür kimin eşisiz
Dediler kamusu nefs kullarıdır
Kamâsunun tama’ ulûlarıdır
Tama’–dârın yeri tâmuda olur
Kaçan tâmud’ olan âşûde olur
Yolum ald benim aldâdı tuttu
Bugün yârın ile ömrüm tüketti
Akıl ânın sözün çünkim işitti
Tefekkür eyleyip kendiye gitti
Çü gene geldi akl öğütler ânı
Bize gelenlerin kurtuldu cânı
Bize geldin ise endîşe yeme
Ne kılam deyibeni gussa yeme
Kanâat fakr ile pes gele şimdi
Bakadur düşmene gör nide şimdi
Çağırdı muştucu geldi kanâat
Harir donlar geyer biner kurağ’ at
Alemleri yeşil bulundu çıktı
Kimesne eslemez yavlak ınıktı
Çavuşlar yöğşirir sağdâ vu solda
Gırîv u zemzemedir değme yolda
Anı gördü kaçar nefs haşerâtı
Görimdi nîtedir hâlık sıfâtı
Sınıktı cümlesi gerü kayıkmaz
Döker oğlun kızın ardına bakmaz
Bunaldı cümlesi durmâdı kaçar
Kılıç lâzım değil iş oldu nâçar
Kılıçlar kanlıdır erleri gaazî
Uçar kuşlar gibi atları tâzî
Tama’dan kurtarırlar il ü şehri
Sıdılar leşkerin cebrî vü kahrî
İderler hây u hû nifrîn ü efgan
Muhâldir kimse ondan kurtarâ can
Sıyıp çerisin iline akarlar
Kovup oğlun kızın şehri yakarlar
Gazâden geldi şeh tahtın’ oturdu
Sipâhîler kamû tâpûya durdu
Kamu şehr ü kamu il râhat oldu
Nereye vârsan pür ni’met oldu
Görünmez oldu ol kızlığı u âfet
Matırbaz(lar) olurlar cümlesi mat
Harifler cümlesî tââta meşgul
Oluptur cümlesi sultânına kul
Oturur cümlesi han meclisinde
Ferâlar u kadehler ellerinde
Ferâgat oldu bunlar hoş geçerler
Sürer sâkıy şarab dün - gün içerler
Ferah oldu bular kayguları yok
Eginleri bütün karınları tok
Nidem dîmek ırâğ oldu bulardan
Ki ömr ü rızka oldurur payandan
Çü mihman-dâr kendüs’ oldu sultan
Ha döşer durmadan hân üstüne hân
Nice senin gibîler yedi doydu
Bikirdürür dahı hiç eskimedi
Yenir durmaz velî zerre gedilmez
Nereden geldiğini kimse bilmez
Erenlerdir bu dirliğe erenler
Yüzün ma’şûkanın mutlak görenler
Hakıykat bunlar ölmezler kalırlar
Ki her dem yeniden kısmet alırlar
Yunus cümle sözün senin ferîde
Üç söz senindürûr ol sen işîde
Nice sözün varısa sâna söyle
Has u âm gönlünü şey’ lillâh eyle
Ki zirâ cümle iş ulûlarındır
Temennâ eylgil yol bûlarındır
Yunus Emre
Yunus Emre Hayatı ve Bütün Şiirleri
Abdülbaki Gölpınarlı