Şiir, Sadece: Saçlar
Saçlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Saçlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Aralık 2015 Cuma

Saçlar

Ey dalga dalga boynun üstüne düşen saçlar!
Ey bukleler! Ey güzel koku, isteksiz savsak!
Esrimek! Loş odama yerleşsin diye tekrar
Bu akşam saçlarında uyuyan hatıralar,
İstiyorum onları mendil gibi sallamak!

Aşk yorgunu Asya’yla o ateşli Afrika,
Kaybolmuş, can çekişen bütün uzak âlemler,
Ey mis kokulu orman, yaşar kuytularında!
Başka ruhlar müzikte nasıl yüzüyorlarsa,
Benimki de, ey aşkım! senin kokunda yüzer.

Gezeceğim şevk dolu ağacın ve insanın
O sıcak iklimlerden baygın düştüğü yeri;
Örgü saçlar, bir dalga olun beni kaçırın!
Abanoz saç şendedir, yelkenin, flamanın,
Serenin, kürekçinin pırıl pırıl düşleri.

Gürültülü bir liman ruhum kanarak içer
Orada kokuları, sesleri ve renkleri;
Altın, meneviş içre gemiler kayıp geçer,
Ve onlar kollarını kuşatmak için açar
Sonsuz bir sıcaklıkla titreşen saf gökleri.

Sarhoşluğa sevdalı başımı sokacağım
Ötekisini örten bu simsiyah ummana;
Ve benim bir yalpayla okşanan ince ruhum,
Ey verimli tembellik, seni yeniden bulsun!
Ey sonsuz salınışlar mis kokan boş zamanda!

Bana sonsuz bir göğün laciverdini veren,
Mavi saçlar, simgesi o gergin gecelerin;
Kıvrık saç örgünüzün tüylerinde gezinen
Hindistan cevizinin ve katranın ve misk’in
Karışık kokusudur beni sarhoş düşüren.

Çoktan beri! ve her an! Sık, uzun saçlarına
Yakut, inci ve safir serpecek benim elim,
Tâ ki asla duyarsız kalmayasın arzuma!
Sen düş kurduğum vaha ve anıların orda
Şarabını içtiğim bir kâse değil misin?


Charles Baudelaire
Kötülük Çiçekleri

20 Haziran 2012 Çarşamba

Saçlar

Ey dalga dalga omza kadar uzanan yele!
Ey bukleler! İhmalle yüklü güzel kokular!
Bu akşam loş odamı bu saçlarda uyuyan
Hatıralarla -Ne haz! Ne gaşy!-doldurmak için
Onları havada bir mendil gibi sallasam!

Gevşeklik veren Asya ve yakıcı Afrika,
Bütün bir uzak alem, kayıp, nerdeyse ölmüş,
Ey kokular ormanı, yaşar derinliğinde!
Müzik üstünde başka ruhlar yüzdüğü gibi
Benim ruhum da yüzer senin kokun üstünde.

Gideceğim öz dolu ağacın ve insanın
İklim sıcaklığıyla baygın yattığı yere;
Beni alıp götüren dalga olun, ey saçlar!
Ey abanoz denizi,sende göz kamaştıran
Bir yelken, kürek, alev ve direk rüyası var:

Ses dolu bir liman ki orda durmadan içer
Ruhum bol bol kokuyu, güneşi ve renkleri;
Yaldız, hare içinde kayıp giden gemiler
Ebedi sıcaklıkla pırıldayan bir göğü
Kucaklamaya geniş kollarını açarlar.

Sarhoşluğun aşıkı başımı daldırayım
Bu siyah ummana ki öbür ummandan derin;
Ve benim sallatıyla okşanan ince ruhum
Yeniden bulsun sizi, ey verimli tembellik,
Sonsuz sallanışları gül kokan işsizliğin!

Sümbül saçlar, gerilmiş karanlıklar bayrağı,
Bana veriyorsunuz çepçevre mavi göğü;
Boğumlu örgünüzün tüylü kıyılarında
Sıcakça mest olurum birbirine karışık
Hindistan cevizi, mis, katran kokulariyle

Uzun zaman! boyuna! elim senin o ağır
Yelene, yakut, inci, safir ekecek;
Ta ki arzuma asla duygusuz kalmayasın
Sen, rüyaya daldığım bir vaha, hatıranın
Şarabını içtiğim bir testi değil misin?


Charles Baudelaire