Sabahın üçünde, uzaktı uykum düşlerden.
Uyuyordu karım yanımda.
Gezdirdim kalçalarında elimi.
Sonbahar ayı parlıyordu yolların üstünde,
Kış gecelerini haber veriyordu rüzgarın soluğu.
Sabahın üçünde, hemen bütün arkadaşlar
uykudaydılar. İçlerinden biri, yalnız o.
dönüyordu gece işinden, yorgun argın.
Hora teptiği saatti ışıkların mezarlarda,
uykuyu haplarda aradığı saatti sürgünlerin.
Sabahın üçünde, uyumamıştı henüz karısı onun.
Bir atkı atmıştı sırtına, elinde bir kitap.
Kaçmıştı uykusu, yarım saat olmuştu ışığı yakalı
Vakit geçip gidiyordu sorgu odasında.
Bin vatlık iki ampul kesiyordu havayı.
Kalp direnmekten vazgeçti, sabahın üçünde.
İki görevlinin karşısında bir ölü adam.
ve iki kül tablası, içinde otuz izmaritle.
Uyuyordu karım yanımda.
Gezdirdim kalçalarında elimi.
Sonbahar ayı parlıyordu yolların üstünde,
Kış gecelerini haber veriyordu rüzgarın soluğu.
Sabahın üçünde, hemen bütün arkadaşlar
uykudaydılar. İçlerinden biri, yalnız o.
dönüyordu gece işinden, yorgun argın.
Hora teptiği saatti ışıkların mezarlarda,
uykuyu haplarda aradığı saatti sürgünlerin.
Sabahın üçünde, uyumamıştı henüz karısı onun.
Bir atkı atmıştı sırtına, elinde bir kitap.
Kaçmıştı uykusu, yarım saat olmuştu ışığı yakalı
Vakit geçip gidiyordu sorgu odasında.
Bin vatlık iki ampul kesiyordu havayı.
Kalp direnmekten vazgeçti, sabahın üçünde.
İki görevlinin karşısında bir ölü adam.
ve iki kül tablası, içinde otuz izmaritle.
Egito Gonçalves
Çeviren: A. Kadir - A. Timuçin