Yersiz, yurtsuz, aç, çıplak,
Taşıdım sırtımda insafsızca vurarak,
Köpeğindim çünkü!
Nerden kopup gelmiş, yabanın dölü.
Şeytanla uzlaşman varsa eğer,
Vur vurabildiğin kadar, köpeğin olalım gene,
Katlanırız bütün yüklere, sefalete
Eyvallah boyunduruğunuza, gem'inize.
Yeter ki toprak ver bize!
Bir ekmek kırıntısı dünden artmışsa
aldın elimden onu da
Çocuklarımızı sürdün savaşa,
Kızlarımızı yatağına!
Sövdün, ne din bıraktın ne iman,
Yabancı sana utanç ve inanç,
çocuklarımız kırılır yollarda açlıktan.
Acısı çöker yüreğimize,
Hepsine katlanırız, hepsine,
Hele toprak ver bize,
Göz koydun köyde mezarlarımıza,
Sürdün, tarla ettin birer birer,
Aç gözlü sabanın ardında
Sürüklendi kemikler.
Sızlattın çukurlarında kemiklerimizi
Ne umurunuzda! Sürdün damımızdan bizi
Soğuğa ve rüzgara çırılçıplak,
Ölülerimizi bile topraktan çıkararak,
Ah, onlar için onlar rahat uyusunlar diye,
Toprak ver bize!
Bir şey daha bilmek isteriz biz de
Kalacak mı rahat kemiklerimiz
Biraz insaf olacak mı sizde
Dünyadan göçünce biz!
Öksüzlerimiz ya analarımızı
Kabrimizin başında isteseler ağlamak
Bilecekler mi hangi çukurdayız-!
Yok bize ölmek için bile toprak.
Oysaki dindaşız sözde.
toprak ver bize.
Vaktimiz yok hatta duaya bile
Zamanımız da sizin elinizde.
Oysa biz de taşıyoruz can.
Unuttunuz çoktan!
Yemin etmişsiniz sanki birlikte.
Hakkımız ve sözümüz olmasın diye!
Bağırsak, dayak var, işkence var,
Kıpırdamak zincirler, prangalar.
Olsa olsa kurşun verirsiniz tek
Toprak verin desek!
Ne gömdünüz bu toprağa siz?
Siz buğdayınızı, atalarımızı biz,
Koynunda analar, kardaşlar, bacılarımız var,
Çekilin yolumuzdan yabanlar!
Bizim toprağımız değerli ve kutsal
Beşiğimiz o bizim ve mezarımız
Koruduğumuz sıcak kanımızla
Ve ne kadar ıslattık onu ne kadar
Acı gözyaşlarımızla biz,
Toprak isteriz.
Gayri ne halımız kaldı, ne dermanımız
Böyle yaşamaya dilenci gibi
Yolunuza sebil oldu kanımız,
Yabanın dölleri!
Sabrımızı tüketmeye görsün
Açlık bizi diretmeye görsün
Tanrı korusun, görmeyelim biz o günü
Toprak değil, kan istediğimiz o günü
İsa da olsanız kurtuluş yoktur size
Mezarlarınızda bile!
Taşıdım sırtımda insafsızca vurarak,
Köpeğindim çünkü!
Nerden kopup gelmiş, yabanın dölü.
Şeytanla uzlaşman varsa eğer,
Vur vurabildiğin kadar, köpeğin olalım gene,
Katlanırız bütün yüklere, sefalete
Eyvallah boyunduruğunuza, gem'inize.
Yeter ki toprak ver bize!
Bir ekmek kırıntısı dünden artmışsa
aldın elimden onu da
Çocuklarımızı sürdün savaşa,
Kızlarımızı yatağına!
Sövdün, ne din bıraktın ne iman,
Yabancı sana utanç ve inanç,
çocuklarımız kırılır yollarda açlıktan.
Acısı çöker yüreğimize,
Hepsine katlanırız, hepsine,
Hele toprak ver bize,
Göz koydun köyde mezarlarımıza,
Sürdün, tarla ettin birer birer,
Aç gözlü sabanın ardında
Sürüklendi kemikler.
Sızlattın çukurlarında kemiklerimizi
Ne umurunuzda! Sürdün damımızdan bizi
Soğuğa ve rüzgara çırılçıplak,
Ölülerimizi bile topraktan çıkararak,
Ah, onlar için onlar rahat uyusunlar diye,
Toprak ver bize!
Bir şey daha bilmek isteriz biz de
Kalacak mı rahat kemiklerimiz
Biraz insaf olacak mı sizde
Dünyadan göçünce biz!
Öksüzlerimiz ya analarımızı
Kabrimizin başında isteseler ağlamak
Bilecekler mi hangi çukurdayız-!
Yok bize ölmek için bile toprak.
Oysaki dindaşız sözde.
toprak ver bize.
Vaktimiz yok hatta duaya bile
Zamanımız da sizin elinizde.
Oysa biz de taşıyoruz can.
Unuttunuz çoktan!
Yemin etmişsiniz sanki birlikte.
Hakkımız ve sözümüz olmasın diye!
Bağırsak, dayak var, işkence var,
Kıpırdamak zincirler, prangalar.
Olsa olsa kurşun verirsiniz tek
Toprak verin desek!
Ne gömdünüz bu toprağa siz?
Siz buğdayınızı, atalarımızı biz,
Koynunda analar, kardaşlar, bacılarımız var,
Çekilin yolumuzdan yabanlar!
Bizim toprağımız değerli ve kutsal
Beşiğimiz o bizim ve mezarımız
Koruduğumuz sıcak kanımızla
Ve ne kadar ıslattık onu ne kadar
Acı gözyaşlarımızla biz,
Toprak isteriz.
Gayri ne halımız kaldı, ne dermanımız
Böyle yaşamaya dilenci gibi
Yolunuza sebil oldu kanımız,
Yabanın dölleri!
Sabrımızı tüketmeye görsün
Açlık bizi diretmeye görsün
Tanrı korusun, görmeyelim biz o günü
Toprak değil, kan istediğimiz o günü
İsa da olsanız kurtuluş yoktur size
Mezarlarınızda bile!
George Cosbuc
1894
Çeviren: Y. Nevzat - M. Reşit
Çeviren: Y. Nevzat - M. Reşit