O kararan daracık patikalardan şarkılarla gittiler
istasyon kulübesine
Ve gaddarca sevinçli yüzlerle doldular trenlere.
Göğüsleri dallarla, çelenklerle bembeyaz
Hani insanların olur ya, öldüklerinde.
Yorgun hamallar baktı arkalarından, rasgele bir serseri
Durup seyretti gidişlerini,
Onları kaçırdığına üzgün dağdaki kamp yerlerinde.
Sonra, duygusuz, işaretler verildi ve bir lamba
Göz kırptı hareket memuruna.
İşte böyle gittiler gizlice, örtbas eder gibi bir suçu.
Bizim oralı değillerdi:
Hiç öğrenmedik hangi cepheye gönderildiklerini.
Ne de onlara çiçek veren kadınlarla hala
Eğlenip eğlenmediklerini.
Acaba dönerler mi çalınan çanlarla gene
Trenler dolusu, sevinçten çılgın?
Birkaçı, ancak birkaçı, trampet sesleri
Ve çığlıklara göre pek azı
Sürünüp sessizce dönerler belki suskun köy kuyularına
Tırmanarak o yan bildik yolları.
istasyon kulübesine
Ve gaddarca sevinçli yüzlerle doldular trenlere.
Göğüsleri dallarla, çelenklerle bembeyaz
Hani insanların olur ya, öldüklerinde.
Yorgun hamallar baktı arkalarından, rasgele bir serseri
Durup seyretti gidişlerini,
Onları kaçırdığına üzgün dağdaki kamp yerlerinde.
Sonra, duygusuz, işaretler verildi ve bir lamba
Göz kırptı hareket memuruna.
İşte böyle gittiler gizlice, örtbas eder gibi bir suçu.
Bizim oralı değillerdi:
Hiç öğrenmedik hangi cepheye gönderildiklerini.
Ne de onlara çiçek veren kadınlarla hala
Eğlenip eğlenmediklerini.
Acaba dönerler mi çalınan çanlarla gene
Trenler dolusu, sevinçten çılgın?
Birkaçı, ancak birkaçı, trampet sesleri
Ve çığlıklara göre pek azı
Sürünüp sessizce dönerler belki suskun köy kuyularına
Tırmanarak o yan bildik yolları.
Wilfred Owen
Çeviren: Cevat Çapan