Şiir, Sadece: Unutulma Cezası
Unutulma Cezası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Unutulma Cezası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ocak 2016 Perşembe

Ceza-yi Mensiyyet

Unutulmak... Yığın yığın tozlar,
Küller altında muztarib, muztar
Beklemek, beklemek; soğuk, sâmit
Bir derinlikte aynı bir meyyit,
Aynı bir müstehâse, bir mâden,
Bir kırık taş; hayır, bu şeylerden
Daha mânâsız, adetâ bir sis
Bir duman, bir adem; fakat zî-his
Bir adem; bir adem, fakat yaşayan,
Çarpman, uğraşan, koşan, arayan
Bir adem, bir hayât-ı mahrûme.
Unutulmak... O gavr-ı mes'ûme
Müstemir bir sukuut-ı ümmîdin
Sadme-î kaahiriyle in, in, in!
Sonra hep böyle, hep sukuut ü üfûl;
Mütemâdi, müebbeden meçhul.
Unutulmak... O bir tahaccürdür,
Ki beraber, muhitimizde yürür!


Tevfik Fikret
Haluk'un Defteri


Günümüz Türkçe'siyle


Unutulmak... Yığın yığın tozların,
Küllerin altında zorla, üzgün
Beklemek, beklemek; soğuk, sessiz
Bir derinlikte tıpkı bir cansız,
Tıpkı bir kalıntı, bir maden,
Bir kırık taş gibi; hayır, bu şeylerden
Daha anlamsız, bir sis enikonu,
Bir duman, bir yokluk, ama duygulu
Bir yokluk; bir hiçlik ama yaşayan,
Çırpınan, uğraşan, koşan, arayan
Bir hiçlik gibi, yoksun yaşamak.
Unutulmak... O uğursuz gerçek,
Süregelip yıkılan bir umudun
Ezici vuruşuyla in, in, in!
Sonra hep böyle, hep düşüş ve ölüş;
Sürekli, sonsuza dek bilemeyiş.
Unutulmak... O bir taş olmaktır,
Çevremizde bizimle birlikte yürür!