Şiir, Sadece: Uzun İkindi
Uzun İkindi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Uzun İkindi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ocak 2017 Cuma

Uzun İkindi

Sevgi üzeredir
Ölü
Yemyeşil sızlar omuzlarda
Dörtkollu sandığın değil
Ağırlığı gökyüzünün
Susuzdurlar dudakları çatlak
Geçmektedirler korkularla azalmış
Gömütlük denen çölü

Minare büyür ses mum
Yürekleri darda
Neden taşkesiliverdi ezan
Boy boy oymalarla ak?
Yorgundular
Öylesine boştu gövdeleri
Sanki yürümediler bir tek adım
Biraz bile durmadılar da

Döşlerini kapladı kara yel
Toprağa verilmelerinden daha yavaş
Yeraltı böceklerinin kamaştı yalnızlığı
Yeni kazılmış
Çukurun evreninde
Kaçışırken ürkek
Duyuldu imamın uyarısı uzaklardan
- Güneye Çekilsin baş

Kendilerinden dönmedeler
Gömdüler ölüyü
Kör acı soluklarını deler
Sonuna dokundular yaşamın
Parmak uçları delice buz
İşte
Yarı orada kaldı hepsi
Yarı aydınlık
Kendilerinden dönmedeler


Fazıl Hüsnü Dağlarca

İpekçi'nin Düşündürdüğü

Ölüm istenmezdi ya
Günler değişti pek
Mutluluk oldu
Yatağında ölmek

İşte Abdi İpekçi'nin de göğsünde kurşunlar
Son soluğu kandan çiçek
Biri var yokedilmezse yokedecek hepimizi
Tek tek


Fazıl Hüsnü Dağlarca
Uzun İkindi

Orhan Kemal'e Ağıt

Seslendi bez dokuyan basma dokuyana
Duydunuz mu arkadaşlar
Kim çıktı dışarı
Orhan Kemal

Ortasına nadazın konmuştu
Gök dökülürcesine kuşlar
Birisi birdenbire kırmızı uzak
Durdu

Yüreğir'in uçsuz bucaksız köyleri
Köylerde gözalabildiğine pamuklar
Birisi birdenbire ta içi yaprak
Durdu

Yalağa varmıştı ikindileyin
Ovaağız koyunla
Birisi birdenbire taşayak
Durdu

Parmakları ak kesilmişti çatlamıştı kandı
Çuvalı on kuruşa koza ayıran çocuklar
Birisi birdenbire gecelerde sıcak
Durdu

Boynun uzatmıştı yollara azgın
Satılmışın arabasındaki atlar
Birisi birdenbire teker boyu şahlanarak
Durdu

Seslendi ulu çınarın kökü uluca kayağın köküne
Duydunuz mu kardaşlar
Kim girdi içeri
Orhan Kemal


Fazıl Hüsnü Dağlarca
Uzun İkindi

30 Temmuz 2016 Cumartesi

Cahit Sıtkı'ya Ağıt

Cahit Sıtkı ben seni nasıl ağıt edeyim
Binbir anı yaşarken binbir yıldızda
Bilsin yeni kuşaklar yalnızlıktan küçük bir şişe gelir
İkindi üstleri ıssız karanlık
Kim yavaş yavaş içiyorsa Cahit'dir

Sever yoldan geçenleri bulutu uçan kuşu
Kadınlar erkekler çalışırken güzel öpüşürken güzel her yerde
Gökyüzü yeryüzü mavilikle bir
İyimserdir ama durunuz
Kim canı sıkılıyorsa Cahit'dir

Orası, bağırsan bağırsan sesin çıkmaz dışarı
Orası soluğun kocaman bir devin ağzında
Duvarlar taş kapılar demir
Alıştığı bir şeydi yaşamak
Kim ölümden korkuyorsa Cahit'dir


Fazıl Hüsnü Dağlarca
Uzun İkindi

Sait'e Ağıt

Ölmüş Sait
Deniz mavisinden erken
Bunca sevgiden sonra
Ölmüş annesini öperken

Ölmüş eli ayağı uzak
Çamların üstü buğu
Olmüş çocuklar izin vermeden
Yüzünde sarışın çocukluğu

Yıldızlar gitmez gün doğmaz
Ölmüş korkunç uykusu yerde
Ölmüş belli belirsiz düşcek
Üşür balıklar öykülerde

Ölmüş
Ölmüş ağaç bir gölgesi iki
Ama neden ölmüş
Ölmek yaşamaktan iyi mi ki


Fazıl Hüsnü Dağlarca
Uzun İkindi