Şiir, Sadece: Veda
Veda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Veda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Haziran 2016 Çarşamba

Veda

Hani, o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken vedâ busemi,
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?

Hani, ey gözlerim bu son vedâda,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda,
Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın?

Gelse de en acı sözler dilime,
Uçacak sanırım birkaç kelime...
Bir alev halinde düştün elime,
Hani, ey gözyaşım akmayacaktın?


Orhan Seyfi Orhon

28 Kasım 2014 Cuma

Veda

Senin sevecen hayalini son kez,
Hayalimde okşayıp,
Kalbimin gücüyle rüyama can vermeye,
Ve kimsesiz, ürkek, ilahi huzurumla,
Aşkını hatırlamaya,
Cesaret buldum kendimde.

Koşup gidiyor yıllarımız değişerek, 
Değiştirerek herşeyi ve bizi. 
Sen, çoktan giymişsin şairin için, 
Mezarlıkların alacakaranlığını. 
Ve dostun senin için, 
Sönüp gitmiş çoktan.

Kabul et, uzaklardaki sevgilim, 
Kalbimin vedasını, 
Dul kalmış eş gibi, 
Bir mahpusluk öncesi, 
Dostuna suskunca sarılan, 
İyi dost gibi.


Aleksandr Sergeyeviç Puşkin
Seçme Şiirler
1830

12 Kasım 2013 Salı

Veda

daha başından beri hiç sevmedim yerimi:
adî gök, bayağı toprak!
bu lânetlenmiş yerde
iki arada kaldım;
bir betona gerilmiştim, ufaldım;
aşkları koparıyor bizi, hüznü öteki,
durmadan bir leşe konuyor akbabalar...

akşamlar biraz düşkün; yollar, kanayan yollar...
ay lağımda batıyor ve sözler hiçbir yerde;
her zaman kalbimizin yerinde ince duvar...
aldanış! belki uğursuz bir gölge
bulanmış kalmış...
belki her aldanıştan kalan siyah aynalar!
rüzgârı kuytulardan esirgemeyen ne varmış?
ve daima boğulmuş, yaralı yolculuklar...

dağ kendi güneşini çıkardı gitti;
ben kendi gülüme kapandım kaldım;
sustum, her sustuğum yerdeki kaybolmalar
çağırır akşamı...
akşam,
uysaldır, boynunu bükerek gelir,
ve teslim olur bana şiirler, elvedâlar...

işte ben gittim, herşeyi söyledim, gittim;
işte benden herkese,
herkese bir sonbahar...


Hilmi Yavuz

18 Nisan 2013 Perşembe

Veda

Buyruk verildi-oğlan Batı'ya
Kız bir başka yöne gidiyordular ..
Anayurt savaşı saflarına
Katılıyordu komsomollar.

Buluştular yolculuk öncesinde,
Ayrılık öncesinde kasabalarından.
- Benim için bir şeyler dile,
Dedi kıza oğlan.

Kız onu şöyle yanıtladı:
- Dilerim ki gönülden, candan
Acısız öl, ölürsen eğer,
Yaran hafif olsun yaralanırsan.

Daha da yürekten dilerim ki
Arkadaşım, yoldaşım benim,
Çabuk gelsin zafer günü,
Evine dönesin.

Oğlan elini sıktı kızın
Gencecik yüzüne bakıp dostça.
- Bir dileğim daha var, dedi:
Arada bir mektup yaz bana.

- Fakat nereye yazayım ki?..
Gidiyorsun, kimbilir nereye,
- Fark etmez, diye mırıldandı oğlan,
Yaz işte ... Bir yerlere ...


Mihail İsakovski
1935
Türkçesi: Ataol Behramoğlu

10 Aralık 2012 Pazartesi

Veda

Der Abschied


Bırak gözlerim veda eylesin,
Dilimin söylemeye varmayan!
Zor, zordur taşınması erkeğin!
Çünkü adamım, bazen kalpazan.

Üzülür bu saatte her can
Aşkın en tatlı tutusu bile,
Soğuk bir buse ağzından,
Donuk elinin sıkması hele.

Ayrıca, hafif çalınmış bir öpücük,
Ah, anında beni nasıl da büyülemişti!
Sanki sevindiren bir Menekşe küçücük,
Martın ilk günlerinde koparılmış gibi.

Yok, ben şimdi çelenk toplamıyorum,
Artık bir gülü bile kıyamam sana.
İlkbahar geldi, ey sevgili Oğlum....
Ama, ne yazık ki sonbahar bana!


Johann Wolfgang von Goethe

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Veda

Bu yüzden, ruhlarımız tek olduğu için,
Ben gidecek olsam bile, asla kopmazlar
Birbirlerinden, hava inceliğinde
Dövülmüş altın gibi, uzayıp giderler sadece.

Bir değil, iki olsalar da tıpkı
İki sağlam ayağı gibidirler bir pergelin;
Senin ruhun, pergelin sabit ayağı,
Hiç kımıldamaz, öbürü oynamazsa yerinden.

Merkezde dursa da senin ruhun,
Öbürü uzaklara gittiği zaman,
Eğilir kulak kabartır ardından
Ve öbürü döndüğünde dikleşir yeniden.


John Donne
(Yas Tutmak Yasak - 1633)

15 Mayıs 2012 Salı

Veda

Yolum asfalt,
Yolum toprak,
Yolum meydan,
Yolum gökyüzü
Ve ben neler düşünüyorum!..
Aşkı, yağmuru,
Tramvay sesini,
Otelciyi...
Ve bir mısra mırıldanıyorum
Sıcak bir yemek lezzetinde..

*

Postacı, jandarma ve işsiz
Hâlâ gidip geliyorlar.
Yalnız Niyazi oturuyor,
Rahmetli Süleyman Efendinin oğlu,
Kahvede.
Ajans dinliyor, düşünüyor.-
«Harp olur mu,
Kıtlık olur mu?» diye.
Yahut o da biliyor,
Yakında muharebeye gideceğini.


Orhan Veli
(Ekim 1939/Vatan, 16.11.1952)

22 Ocak 2010 Cuma

Veda

Bırakalım sevgilim
Bilmediğimiz bu işi
Sevmek ve sevilmek
Ne demek?
Heyhat!..
Filmlerde seyrederiz aşkı
Sersem desem sevinir
Direnirsin seversem
Gül gönderirim kızmışsın
Ne turşuluk kızmışsın.


N…C…
Akıl Hastalarının Yazdıkları Şiirler, İnilti