"iç yaşadıkça" (Hayyam)
Yaz sabahlarında
yetişir ağızda bir yaprak ey Hayyam!
Bahçelerin güneşi
senin o
hiç içmeyeceğimiz şarabından
daha çok sarhoş ediyor bizi.
Bilsen
senden sonra nice mahzenlerden içtik,
kıpkırmızı oldu boğazımız
batının şaraplarından,
benim ihtiyar, benim yanık İranlım!
Tatlı düşünür çocukluğundur senin
asıl büyük armağan.
Sen
sisler ve yıldız uzaklıklarından
baktın dünyaya,
bildin yaşamın gölgesini
boyamasını ilksel meraklarla.
Umutsuz kesinliğin dışında
bir şey olmadığı yerde
sorular sordun, uyuşumlar önerdin
ve sonuçlanmıştı her şey.
Acıyarak gizlenen sana
sertliği değil Tanrı yüzünün
ama yorgun etin
tekdir ederken seni,
o karanlık ve ağlamaklı hoşnutsuzluktan
inceliği doğuyordu bir uyumun.
Böylece sen
inanarak bilmediğine
ve aramak zorunda olduğunu sanarak
atlattın
kaçınılmaz öncüllerini
insan yaşamının.
Budur asıl iyi şarap
Hayyam!
Bu aidatı içkisini
sana hayırlı kılan Tanrı,
seni varsıllığa
ve şiire eriştiriyordu.
Sense ey korkusuz,
kendi yaşamının zaten
çiçeklenmiş bir mezarlık olduğundan
kuşkulanmadan,
güleç mezarının güllerinin
çeşnisinde bakıyordun.
Yaz sabahlarında
yetişir ağızda bir yaprak ey Hayyam!
Bahçelerin güneşi
senin o
hiç içmeyeceğimiz şarabından
daha çok sarhoş ediyor bizi.
Bilsen
senden sonra nice mahzenlerden içtik,
kıpkırmızı oldu boğazımız
batının şaraplarından,
benim ihtiyar, benim yanık İranlım!
Tatlı düşünür çocukluğundur senin
asıl büyük armağan.
Sen
sisler ve yıldız uzaklıklarından
baktın dünyaya,
bildin yaşamın gölgesini
boyamasını ilksel meraklarla.
Umutsuz kesinliğin dışında
bir şey olmadığı yerde
sorular sordun, uyuşumlar önerdin
ve sonuçlanmıştı her şey.
Acıyarak gizlenen sana
sertliği değil Tanrı yüzünün
ama yorgun etin
tekdir ederken seni,
o karanlık ve ağlamaklı hoşnutsuzluktan
inceliği doğuyordu bir uyumun.
Böylece sen
inanarak bilmediğine
ve aramak zorunda olduğunu sanarak
atlattın
kaçınılmaz öncüllerini
insan yaşamının.
Budur asıl iyi şarap
Hayyam!
Bu aidatı içkisini
sana hayırlı kılan Tanrı,
seni varsıllığa
ve şiire eriştiriyordu.
Sense ey korkusuz,
kendi yaşamının zaten
çiçeklenmiş bir mezarlık olduğundan
kuşkulanmadan,
güleç mezarının güllerinin
çeşnisinde bakıyordun.
Vincenzo Cardarelli
Çeviren: Bedrettin Cömert