Güneşin ışıktan kollarını yakalıyor gök
ağır ağır çekiyor dağın sırtına
tepelerde yangınlar başlıyor
alaca bir kuş
halkalar çiziyor ilk avının üstünde
Kavaklar
gecenin gözcüleri gibi dimdik
yelin hışırtısı
saksağan sesleriyle bölünüyor dallarında
söğütler dereyle fısıldaşıyor
cevizler ilkel adamlar gibi kabasaba
Şehre doğru eserken
eksiliyor rüzgarın uğultusu
kenar semtlerde işçiler
küme küme
fabrikalara doğru akıyor
keser
ve kesik kesik
türkü sesleri geliyor inşaatlardan
Ana caddelerde perdeler örtük
bankaların
ve gıda pazarlarının vitrinleri
çelik çubuklarla örülmüş
Aydınlık
gizemli adımlarla
şehre doğru sokuluyor
ilk ışıkla birlikte
denize açılan balıkçılar
martılar topluyor uzaklara
Gemiler
boğulan bir adamın
sesiyle uyanıyor
trenler
isli bir kılıcı biliyor gökte
Üç arkadaş
güneşin eflatun bakışıyla
bir mermerin kalbine
çizerek şehrin krokisini
ayrılıyoruz
Patlasa
rahatlayacak bir uyku gibi şehir
kıvranıyor kuyusunda
ağır ağır çekiyor dağın sırtına
tepelerde yangınlar başlıyor
alaca bir kuş
halkalar çiziyor ilk avının üstünde
Kavaklar
gecenin gözcüleri gibi dimdik
yelin hışırtısı
saksağan sesleriyle bölünüyor dallarında
söğütler dereyle fısıldaşıyor
cevizler ilkel adamlar gibi kabasaba
Şehre doğru eserken
eksiliyor rüzgarın uğultusu
kenar semtlerde işçiler
küme küme
fabrikalara doğru akıyor
keser
ve kesik kesik
türkü sesleri geliyor inşaatlardan
Ana caddelerde perdeler örtük
bankaların
ve gıda pazarlarının vitrinleri
çelik çubuklarla örülmüş
Aydınlık
gizemli adımlarla
şehre doğru sokuluyor
ilk ışıkla birlikte
denize açılan balıkçılar
martılar topluyor uzaklara
Gemiler
boğulan bir adamın
sesiyle uyanıyor
trenler
isli bir kılıcı biliyor gökte
Üç arkadaş
güneşin eflatun bakışıyla
bir mermerin kalbine
çizerek şehrin krokisini
ayrılıyoruz
Patlasa
rahatlayacak bir uyku gibi şehir
kıvranıyor kuyusunda
Nihat Behram
Hayatımız Üstüne Şiirler