Bu yüzyıl sığınmacı olarak
yaşadım savaştan savaşa,
kitaplarda içtim kanı,
gazetelerde, televizyonda
ve evde,
trende, ilkbaharda,
acılarımın İspanya’sında.
Avrupa unuttu her şeyi,
resim sanatını ve peynirlerini,
Rimbaud’yu ve Rotterdam’ı,
dağıtmak için salkımlarını
üzerimize, masum Amerikalılar,
ve kirletmek için bizi
dünyanın kanıyla.
Ey siyah Avrupa, aç gözlüsün
aç yılanlar gibi,
kaburgalarını görene dek
senin çağdaş coğrafyanda
ve sunarsın diğer askerlere
ruhsuz ışığını,
bir kelime dahi anlamadan
diğerlerine öğretmeye çalışan
her zaman asker olanlara:
yalnızca kirletebilirler
Kuzey Amerika tarihini kanla.
Fakat yalnızca bu kadar değil,
hayır, daha çok, daha,
yalnızca şimdi hakkında değil
ya da yarın yaşayacağımız hakkında,
hayır, işte böyle işliyor akıl
ki patlatıyoruz sahip olduklarımızı,
eziyoruz havada tuttuğumuz
kristal cam gibi,
gömüyoruz burnumuzu kana
ve hakaretler yağdırıyoruz birbirimize.
Onca soruyla geldim ben
yaşarken kahraman olan ben,
eşzamanlı denizin kıyısında,
ve fırlattım yanıtlarımı suya
kimseyle dövüşmemek için,
artık bir şey sormayana dek
ve tam bir yüzyıllık ölüm
getirdi beni buraya, bir şey söylemeyen
denizin ne dediğini duyayım diye.
yaşadım savaştan savaşa,
kitaplarda içtim kanı,
gazetelerde, televizyonda
ve evde,
trende, ilkbaharda,
acılarımın İspanya’sında.
Avrupa unuttu her şeyi,
resim sanatını ve peynirlerini,
Rimbaud’yu ve Rotterdam’ı,
dağıtmak için salkımlarını
üzerimize, masum Amerikalılar,
ve kirletmek için bizi
dünyanın kanıyla.
Ey siyah Avrupa, aç gözlüsün
aç yılanlar gibi,
kaburgalarını görene dek
senin çağdaş coğrafyanda
ve sunarsın diğer askerlere
ruhsuz ışığını,
bir kelime dahi anlamadan
diğerlerine öğretmeye çalışan
her zaman asker olanlara:
yalnızca kirletebilirler
Kuzey Amerika tarihini kanla.
Fakat yalnızca bu kadar değil,
hayır, daha çok, daha,
yalnızca şimdi hakkında değil
ya da yarın yaşayacağımız hakkında,
hayır, işte böyle işliyor akıl
ki patlatıyoruz sahip olduklarımızı,
eziyoruz havada tuttuğumuz
kristal cam gibi,
gömüyoruz burnumuzu kana
ve hakaretler yağdırıyoruz birbirimize.
Onca soruyla geldim ben
yaşarken kahraman olan ben,
eşzamanlı denizin kıyısında,
ve fırlattım yanıtlarımı suya
kimseyle dövüşmemek için,
artık bir şey sormayana dek
ve tam bir yüzyıllık ölüm
getirdi beni buraya, bir şey söylemeyen
denizin ne dediğini duyayım diye.
Pablo Neruda