Canavar Piyesi'den
- Emeti
Yolunu beklemekten gözlerimiz karardı,
Neye geç kaldın, Ağa?
- Ali Baba
Yağmur duası vardı:
Öğle üstü atımla kasabayı bulunca
Baktım ki halk uzanmış bütün yayla boyunca
Kadınlar, çocukların tutarak ellerinden,
Bir inilti hâlinde geliyordu derinden.
Yollara dökülmüştü çobanlarla davarlar,
Gürbüz delikanlılar, doksanlık ihtiyarlar.
Kızgın günün altında tutuşurken ortalık
Gitgide artıyordu gürültü, kalabalık...
Nihayet halkalandı musallada ahâli,
Dediler ki: "Duaya gelecek şimdi Vali!"
O zaman anladım ki hükümet kapalıdır,
Bizim iş kaldı dedim...
- Emeti
Zâten bugün salıdır,
Uğursuz gün demişler!
- Âli Baba
Doğru, sallandı işim,
Fakat pek de faydasız oldu sanma gidişim:
Amînim olsun diye yapılacak duada
Attan inerek durdum şöyle bir parça sağda.
Vâlî Paşa gelince, yüzler sevinçle yandı,
Cemâat yavaş yavaş ikiye parçalandı:
Analarla emzikli çocuklar başka safta,
Koyunlar bir tarafta... kuzular bir tarafta...
Bir mezar sessizliği aldı önce civarı.
Hocaların yükseğe çıktı en ihtiyarı,
Gökten su dilenerek elindeki tasına
Başladı en acıklı bir yağmur duasına:
"Yârabbî! Gönder bize rahmetini ufuktan,
Kullarının diyarı yanıyor susuzluktan.
Ekinler boy vermeden vakitsiz sararıyor,
Gökyüzünden her başak bir damla su arıyor!
Muradın mahvetmekse bizi bir zelzele ver,
Yaşatmaksa kavrulan tarlaları sele ver,
Tâ ki ecel kesmesin bu öksüz nefesleri..."
O ne mahşerdi. Yârab, ne Âmîn sesleri!
Bir tarafdan kuzular haykırıyor me... diye,
Bir taraftan çocuklar ağlıyor meme diye...
Eğer yağmur Allâhın gözyaşları olaydı
Bir lâhzada dünyâyı sele vermek kolaydı!
Yolunu beklemekten gözlerimiz karardı,
Neye geç kaldın, Ağa?
- Ali Baba
Yağmur duası vardı:
Öğle üstü atımla kasabayı bulunca
Baktım ki halk uzanmış bütün yayla boyunca
Kadınlar, çocukların tutarak ellerinden,
Bir inilti hâlinde geliyordu derinden.
Yollara dökülmüştü çobanlarla davarlar,
Gürbüz delikanlılar, doksanlık ihtiyarlar.
Kızgın günün altında tutuşurken ortalık
Gitgide artıyordu gürültü, kalabalık...
Nihayet halkalandı musallada ahâli,
Dediler ki: "Duaya gelecek şimdi Vali!"
O zaman anladım ki hükümet kapalıdır,
Bizim iş kaldı dedim...
- Emeti
Zâten bugün salıdır,
Uğursuz gün demişler!
- Âli Baba
Doğru, sallandı işim,
Fakat pek de faydasız oldu sanma gidişim:
Amînim olsun diye yapılacak duada
Attan inerek durdum şöyle bir parça sağda.
Vâlî Paşa gelince, yüzler sevinçle yandı,
Cemâat yavaş yavaş ikiye parçalandı:
Analarla emzikli çocuklar başka safta,
Koyunlar bir tarafta... kuzular bir tarafta...
Bir mezar sessizliği aldı önce civarı.
Hocaların yükseğe çıktı en ihtiyarı,
Gökten su dilenerek elindeki tasına
Başladı en acıklı bir yağmur duasına:
"Yârabbî! Gönder bize rahmetini ufuktan,
Kullarının diyarı yanıyor susuzluktan.
Ekinler boy vermeden vakitsiz sararıyor,
Gökyüzünden her başak bir damla su arıyor!
Muradın mahvetmekse bizi bir zelzele ver,
Yaşatmaksa kavrulan tarlaları sele ver,
Tâ ki ecel kesmesin bu öksüz nefesleri..."
O ne mahşerdi. Yârab, ne Âmîn sesleri!
Bir tarafdan kuzular haykırıyor me... diye,
Bir taraftan çocuklar ağlıyor meme diye...
Eğer yağmur Allâhın gözyaşları olaydı
Bir lâhzada dünyâyı sele vermek kolaydı!
Faruk Nafiz Çamlıbel
Han Duvarları