I
sarılırsan hayata bir çocuk sevincinde
bin bir rengiyle bahar çiçek açar bahçende
zaman ak telleriyle okşasa da başını
kolay ölür mü insan umut varsa içinde
sarılırsan hayata bir çocuk sevincinde
bin bir rengiyle bahar çiçek açar bahçende
zaman ak telleriyle okşasa da başını
kolay ölür mü insan umut varsa içinde
II
dupduru bir yürekle sevebilmek ne güzel
bir gönüle bin gönül verebilmek ne güzel
bunca yarım kalmışlık içinde bir an oldu
yoğrulup bütünleştik diyebilmek ne güzel
dupduru bir yürekle sevebilmek ne güzel
bir gönüle bin gönül verebilmek ne güzel
bunca yarım kalmışlık içinde bir an oldu
yoğrulup bütünleştik diyebilmek ne güzel
III
karışırken saçların saçlarıma o akşam
hüzünlü bir ırmakta yıkanıyordu zaman
yalnızlık sarılırken tükenmiş sevgilere
kimsesizliğimizdi paylaştıkça çoğalan
karışırken saçların saçlarıma o akşam
hüzünlü bir ırmakta yıkanıyordu zaman
yalnızlık sarılırken tükenmiş sevgilere
kimsesizliğimizdi paylaştıkça çoğalan
IV
ne bir hoşçakal dedin ne de yüzüme baktın
oysa biliyordum sen dünden daha sıcaktın
tanıktır yüreğimiz yaşadık bu sevdayı
ve bilmedi hiç kimse bende neler bıraktın
ne bir hoşçakal dedin ne de yüzüme baktın
oysa biliyordum sen dünden daha sıcaktın
tanıktır yüreğimiz yaşadık bu sevdayı
ve bilmedi hiç kimse bende neler bıraktın
V
ne kaygılar ne ölüm ne zulmü karanlığın
çaresiz komaz beni senin yokluğun kadar
insanım tükenirim içinde yalnızlığın
gel çiçeklensin evren erisin uzaklıklar
ne kaygılar ne ölüm ne zulmü karanlığın
çaresiz komaz beni senin yokluğun kadar
insanım tükenirim içinde yalnızlığın
gel çiçeklensin evren erisin uzaklıklar
VI
açar mıydı çiçekler güzelliğe varmasa
çürür giderdi tohum toprağa sarılmasa
açlık ölüme gebe analar çocuklara
sabah olmazdı insan yarına inanmasa
açar mıydı çiçekler güzelliğe varmasa
çürür giderdi tohum toprağa sarılmasa
açlık ölüme gebe analar çocuklara
sabah olmazdı insan yarına inanmasa
VII
geçmiş yaratıyorken bağrında geleceği
günışığı siliyor yeryüzünden geceyi
nasıl doğarsa yaşam ölümün kendisinden
yalan da emziriyor memesinde gerçeği
geçmiş yaratıyorken bağrında geleceği
günışığı siliyor yeryüzünden geceyi
nasıl doğarsa yaşam ölümün kendisinden
yalan da emziriyor memesinde gerçeği
VIII
boyun eğmekten farksız bu kavgada yan çizmek
hep zamana sığınmak hep yarını beklemek
oysa malûmdur zaman bir devim içre vardır
koyulsa da karanlık yola çıkıla gerek
boyun eğmekten farksız bu kavgada yan çizmek
hep zamana sığınmak hep yarını beklemek
oysa malûmdur zaman bir devim içre vardır
koyulsa da karanlık yola çıkıla gerek
IX
gece biter miydi gün ateşler yakmasaydı
nesil sürer miydi can bedene akmasaydı
var etmektir en kutsal gerçeği var olmanın
devran döner miydi kul emek katmasaydı
gece biter miydi gün ateşler yakmasaydı
nesil sürer miydi can bedene akmasaydı
var etmektir en kutsal gerçeği var olmanın
devran döner miydi kul emek katmasaydı
X
aşktır ölümlerin varamadığı
o en gizli tapınağı insanın
açar kapısını güzelliğine
insanı insanda aramaların
XI
o sessiz çığlıktır deli taylarla koşar
aykırı rüzgârdır eslak yelelerinde
yangındır o en derin okyanuslarda başlar
yaşar karlı dağların sonsuz hürriyetinde
XII
tutsak bir öfkedir aşkın tarihi
yalınlığın bilgesi her gün yeniden yazar
kırmızı bir güldür, kanar avuçlarında
sevda sararmış bir gül olur ağlar
XIII
iki taşın arasında yaşandı bu aşk
iki uçurum boyu, öyle derin ve çıplak
şimdi içim kanatsız bir sarıca
artık hiçbir kovuğpa sığmayacak
XIV
rüzgârın kollarına düşerken
ebediyyen seninim diyordu yaprak
sarı saçlarını okşayan dala
güz ayrılık şarkısını unutuverdi
Ayten Mutlu