(Bu zamanda akıyor
şimdi Yunan kanı) . Tekrar uyanıyorlar
dağların yücelerinde.
Bir yalnız çaydır
tozla taşların arasında:
çobanlar çiğner kanını
başka çobanların:
Bir yalnız ince
iptir akan
dağlardan denize doğru,
her şeyi bilen ve şarkı söyleyen denize doğru) .
... Çevir gözlerini kendi toprağına, kendi denizine,
bak ışığa güneyin suları ve kar yığınları
üzerindeki, güneş oluşturuyor üzümleri,
parıldıyor çöl, Şili’nin denizi yükseliyor
kırbaçlanmış çizgisiyle...
Lota’da bulunur derin
kömür madenleri: soğuk bir limandır
o haşin, güney kışında, yağmur şiddetli
yağar sürekli üzerine çatıların
ve martı kanatlarının sis rengi üzerine,
ve altında o karanlık denizin kazar
ve kazar adam o siyah galerisinde.
İnsanın hayatı kömür gibi
karanlıktır, paçavralar içindedir gece,
berbattır ekmek, katıdır gün.
Ulaştım dünya hakkındaki bilgiye
fakat hiç bir zaman yollarda
ya da şehirlerde, hiç görmedim
insanlara bundan daha kötü davranıldığını.
On iki kişi uyuyor aynı odada.
Adsız artıklardan yapılmış
evlerin çatıları:
teneke levhalardan, taştan,
kartondan ya da ıslak kağıttan.
O soğuk mevsimin yapış yapış
havası tutturuyor çocuklarla köpekleri birbirine
birazcık alabilmek için yoksul
hayatın ateşini, ki o hayattan
yeniden doğsun diye açlık ve karanlık.
şimdi Yunan kanı) . Tekrar uyanıyorlar
dağların yücelerinde.
Bir yalnız çaydır
tozla taşların arasında:
çobanlar çiğner kanını
başka çobanların:
Bir yalnız ince
iptir akan
dağlardan denize doğru,
her şeyi bilen ve şarkı söyleyen denize doğru) .
... Çevir gözlerini kendi toprağına, kendi denizine,
bak ışığa güneyin suları ve kar yığınları
üzerindeki, güneş oluşturuyor üzümleri,
parıldıyor çöl, Şili’nin denizi yükseliyor
kırbaçlanmış çizgisiyle...
Lota’da bulunur derin
kömür madenleri: soğuk bir limandır
o haşin, güney kışında, yağmur şiddetli
yağar sürekli üzerine çatıların
ve martı kanatlarının sis rengi üzerine,
ve altında o karanlık denizin kazar
ve kazar adam o siyah galerisinde.
İnsanın hayatı kömür gibi
karanlıktır, paçavralar içindedir gece,
berbattır ekmek, katıdır gün.
Ulaştım dünya hakkındaki bilgiye
fakat hiç bir zaman yollarda
ya da şehirlerde, hiç görmedim
insanlara bundan daha kötü davranıldığını.
On iki kişi uyuyor aynı odada.
Adsız artıklardan yapılmış
evlerin çatıları:
teneke levhalardan, taştan,
kartondan ya da ıslak kağıttan.
O soğuk mevsimin yapış yapış
havası tutturuyor çocuklarla köpekleri birbirine
birazcık alabilmek için yoksul
hayatın ateşini, ki o hayattan
yeniden doğsun diye açlık ve karanlık.
Pablo Neruda
"Evrensel Şarkı"dan
"Evrensel Şarkı"dan