Şiir, Sadece

9 Aralık 2011 Cuma

Dörtlükler X

Bilgisizliğimi sundum durdum aleme; 
Bir yoksulluk karanlığı çöktü gönlüme; 
Utandım günahımdam, müslümanlığımdan: 
Bundan böyle zünnar takacağım belime. 

  
Bir su, bir damla suymuşuz, bele düşmüşüz; 
Şehvet ateşiyle dışarı savrulmuşuz; 
Yarın yel savuracak toprağımızı: 
İçelim, hoş geçsin üç nefeslik ömrümüz. 

 
Bahtımın kökü yeşerip dal budak da verse 
Eğretidir bu ömür diye giydiğin elbise; 
Mıhlar gevşek bir gölgeliktir beden çadır, 
Pek dayanma sakın ne kadar sağlam da görünse. 

 
Ben de geçtim gittim bu zulüm yurdundan, 
Elimde yelden başka bir şey kalmadan; 
Ama var mı, ölümüme sevinip de 
Ecelin şaşmaz tuzağından kurtulan? 

 
Orucumu yiyorsam ramazanda 
Mübarek aydan habersizim sanma: 
Çileden gece oluyor da gündüzüm 
Sahura kalıkıyorum gün ortasında. 

 
Yılan gibi taşa girsen de, Saki, 
Sızar ecelin suyu bulur seni; 
Bu dünya toprak, Saki, türkü söyle; 
Bu soluk bir yel, şarap ver, Saki. 

 
Gönül Bijen' i kuyu gibi gam zindanında; 
Akıl Sührab'ı ölmüş derdinin sayvanında; 
Dünya Siyavuş'unun öcünü almak için 
Gam, Rüstem'in Turan gibi gönlünü talanda. 

 
Ey yanağı ağustos gülünü bastıran; 
Ey yüzü Çin güzellerini kıskandıran; 
Bakışı Babilşahını büyüde yenip 
Elinde at, fil, ruh, ferz, baydak bırakmayan. 

 
Elimde olsa dünyayı küçümserdim; 
İyisine de kötüsüne de yuf çekerdim; 
Daha doğrusu bu aşağılık yere 
Ne gelirdim, ne yaşardım, ne ölürdüm. 

 
Şarap iç, bire birdir derde tasaya; 
Ne bu dünya kalır, ne öteki dünya. 
Ne serin ateştir o, ne can dolu su: 
Çabuk ol, bulup içemezsin mezarda.


Ömer HAYYAM