Şiir, Sadece

30 Nisan 2013 Salı

Yeni Bayraklar Altında Birleşme

Kim yalan söyledi? Zambağın sapı
kırık, karanlık, esrarlı,
yaralarla dolu ve mat ışıltılı!
Her şey, düzgü dalgadan dalgaya dalgaya,
kehribarın özensiz mezarı
ve başağın sert damlaları!
Bunda destekledim yüreğimi, dinledim
üzünçlü tuzun hepsini: geceleri
gittim ve kökler saldım:
inceledim toprağın acılığını:
benim için her şey gece ve yıldırımdı:
saklı balmumu doldurdu kafamı
ve savurdu küllerimi yoluma.

Ve kimin için aramadım ki bu soğuk nabzı,
bir ölüm için olmasa da?
Ve hangi aleti yitirmedim ki
kimsenin beni duymadığı o korunmasız karanlıkta?
Hayır,
zamanı gelmişti, kaçış,
kan gölgeleri,
yıldız buzu, çekil geri insan adımları yaklaşırken
ve al o siyah gölgeyi ayaklarımdan!

İnsanlarınki gibi aynı yaralı eli taşırım,
kaldırırım o kırmızı kadehleri
ve aynı yabanıl şaşırmayı barındırırım:
ve bir gün
insan düşlerinden titreyen
uçan yulaflar geldi
benim yırtıcı geceme,
birleştirebileyim diye kurt adımlarımı
insan adımlarıyla.
Ve böylece birleşti,
belimde güçlüce, kaçış aramam
gözyaşının boşluğunda: işaretlerim
arının kökünü: harika ekmek
insan oğluna: gizemde hazırlar mavi kendini
nihayet kandan uzakta olan tahıla bakmaya.
Nerede senin güldeki yerin?
Nerede senin yıldızlardan göz kapağın?
Unuttun mu bu terli parmakların
kum için çılgın özlemini?
Huzurla dol, kasvetli güneş,
huzurla dol, kör alın,
yollarda yanan yer var senin için,
sana bakan gizemsiz taşlar var,
deli yıldızlı bir hapishane sessizliği var,
çıplak, kaba saba, düşüncede cehennemsi.

Gözyaşına karşı ortak cephe!
Zamanı geldi
toprağın ve rayihanın, bak o korkunç tuzdan
yeni ortaya çıkmış bu yüze,
bak gülümseyen o acı ağza,
kararlı, altın renkli ve çağıldayan çiçeğiyle
seni selâmlayan o yeni yüreğe bak.


Pablo Neruda
“Üçüncü Konaklama”dan, (1935-45)