Şiir, Sadece

14 Haziran 2014 Cumartesi

Gidersen Yıkılır Bu Kent

Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
Yanlış adreslerdeydik, kimliksizdik belki sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı üşür müydük nar çiçekleri ürperirken

Gidersen kim sular fesleğenleri kuşlar nereye sığınır akşam olunca

Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu sustuğun yerde birşeyler kırılıyor
Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor bir de seni ekliyorum susuşlarıma

Selamsız saygısız yürüyelim sokakları belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar
Geriye mapusaneler kalır, paslı soğuklar adını bilmediğimiz dostlar kalır yalnız
Yüreğimize alırız onları, ısıtırız gardiyan olmayız kendi ömrümüze her akşam

Gidersen kar yağar avuçlarıma, üşürsün bir ceylan sessizliği olur burada aşklar

Fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler
Ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri
Bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak yangınları anımsatıyor genç ölülere artık

Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere
Bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun isyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim
Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın devriyeler basıyor karartılmış evleri yine

Gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür bir tufan olurum sustuğun her yerde


Ahmet Telli