Şiir, Sadece

27 Mart 2018 Salı

Bir Silvan Gecesi

sen de yaşasaydın o silvan gecesini
kaç adamı gözün ısırır gibi olurdu
yağmurlar taşırdın gözlerine
hüzün sıvanırdı dört duvarına
cüzzamlı bir oda arkadaşıyla bölüştüğün odanın

sana da bir şeyler sorarlardı elbet
zındanlardan bakan o gözler
ana, baba, yar, memleket
neyin varsa sevdiğin, unutur gibi olduğun
kırbaçlardı belleğinin yorgun atını
giderdin sisler içinde bir çocukluk akşamına
bulurdun küçük yüreğinin sevgilisini
batan günün uzak arkadaşlığında

bir yıkıntıya işerdin kaçamak
batman'dan gelen tankerler geçerdi
kaldırımları tarardı gözlerin
bir adam durdururdu
çakılar, çakmaklar gösterirdi, satacak
yüzüne güvenirse yeşil saplı sustalılar
düşünürdün:
- bu bıçaklar hangi yüreklere saplanacak?...

sen de yaşasaydın o silvan gecesini
yolda kalmış bir yolcu olarak
gözlerin nöbetini tutardı yolların
sürgün bir otobüsü tanırdın sonra
küfürler savuran şoförüyle
tozlar bırakarak giderdiniz ardınızda
silvan'ın güne batmış o gariban sabahında

sonra bir solgun resim olur asılırdı duvarlarına
o bir gecesi silvan'ın
arada bir belirip yiterdi buğulu aynalarında


Hüseyin Yurttaş
Uzunçakar