Şiir, Sadece

16 Mart 2020 Pazartesi

Beowulf II - Heorot Saldırıya Uğruyor

       Geceleri gezinen bir kara şeytan,
koyu kin besliyordu o ara,
dahası, kanı donuyordu duydukça
şölenden yükselen şen sesleri:
Arpın telleri tınlar tınlamaz
şakımaya duruyordu duru dilli bir ozan:
İnsanın nasıl yaratıldığını naklediyordu,
dünyanın dört yanı dümdüz
bir ova halinde halk edilişini,
dünyaya fener olsunlar diye
göğe asılışını Güneşle Ayın,
yerin geniş kucağının yaprakla,
dalla cömertçe doldurulup
hayat verilişini hareket eden her şeye.
      
Kısaca, hayatından hoşnuttu herkes,
cehennem çukurundan çıkıp gelinceye dek
olanca şerriyle bir kara şeytan:
Grendel'di bu gaddar canavarın adı,
sınırlara musallat oluyor, meralarda
bomboş bataklıklarda barınıyordu.
       Tanrı'nın sürgün ettiği, Kabil'in soyundan
kovgun canavarlarla kalmıştı bir süre.
Habil'in canına karşılık ağır bir cezaya
layık görülmüştü Kabil, lanetlenmişti.
Bu sürgün sırasında insan yiyiciler, cinler,
kötücül ruhlar ve devler doğmuştu kanından.
Tanrı'yla dövüşürlerdi durup durup,
ağızlarının payını alıp otururlardı sonra.
      
Gece yarısını geçmişken, Grendel,
heybetli yapıya doğru yola çıktı,
içkilerini yuvarlayıp yatan Danları
ziyaret edecekti. Ziyafet sonrasında,
en seçme savaşçılardan oluşan bir grup
sızıp kalmışlardı, insani kaygılardan,
her tür acıdan uzak. Hızla hücum
etti cani canavar, doymaz bir iştihayla
ve dehşet saçarak daldı,
otuz yiğidi kaldırıp kaçırdı inine,
katliamın hazzıyla halinden hoşnut,
salak sarhoş sendeleyerek, parçalanmış cesetlerle.
      
Gün ışıyıp güneş yükselince
Grendel'in imha gücü apaçık görüldü:
Çalgı cümbüş bitmişti, çığlık çığlığa
ağlaştılar, yas tuttular sabahta.
Şanlı kral çöküp kaldı çaresizce,
hakareti taa yüreğinde hissetti,
içini çeke çeke bomboş gözlerle baktı
korkunç geceden geriye kalanlara.
Acısı dayanılmazdı ama daha bitmemişti,
çünkü ertesi gece zalim Grendel
yine vurdu ve vahim bir katliam yaptı.
Doğuştan kötüydü, pişmanlık duymuyordu.
Bunun üzerine, korkan kimseler
oradan uzaklaşmakta buldular çareyi,
çevredeki çiftlik evlerine çekildiler.
Göz önündeydi her şey, kimse göze alamazdı
salonu gözetleyen gözün gazabını,
kurtulan, aman deyip uzakta kaldı.1
      
Böylece Grendel üstünlüğü ele geçirdi,
Hükmü yetti Heorot'a tek başına,
sonunda bomboş kaldı binaların en büyüğü.
On iki kış geçti kederle dolu,
Shielding Kralı kahroldu kederinden,
çok geçmeden her yana yayıldı haber.
Hüzünlü türküler yakıldı yenik krala,
korkunç katliamını anlatan Grendel'in,
son vermek niyetinde değildi canavar kan dökmeye,
barışın yakınına bile yanaşmıyordu,
kan bedeli ödemeye... kimse onun
tazminat ödeyeceğini tahmin etmiyordu.2
Kimse güvende değildi, uzun gecelerde
bu gözü dönmüş, ölümcül gölge,
genç yaşlı gözetmeden çullanıyordu.
Pusuda bekleyip puslu bataklıklar
üzerinden süzülüp geliyordu. Sahiden de,
cehennem firarisi bu ifritler nerelerde
dolaşır bilinmez ki.
      
Böylece sürüp gitti,
her fırsatta felaket yağdırdı Grendel,
onmaz hasarlar verdi Heorot'a,
ışıltılı salonu karanlık bastıktan sonra
işgale geliyordu artık her gece.
Şu var ki, tahtın yanına yaklaşamıyordu,
Tanrı tarafından korunuyordu o taht.
Zor zamanlardı, zayiat ağır,
kederi kalındı Shielding Kralı'nın.
Sözü dinlenen danışmanlar,
memleketin en yüksek mevkide adamları
sürekli tavsiye veriyorlardı ani tacizlere
son vermek için yürekli yiğitlerle.
Pagan tapınaklarına gidip tanrılara
yakarıyor, yeminler veriyorlardı, yeter ki
yardıma yetişsindi o Ruhları Yok Eden.3
İnanışları buydu, Pagancaydı umutları.
Yüreklerinin bir yerinde, derinde,
cehennemi hatırlıyorlardı, ama haberleri yoktu
Hayır ve Şerrin Kaynağı, Yerin ve Göğün Kralı,
Her Şeye Gücü Yeten Yaradan'dan.
Ah yazık, zor zamanda
ateşe sarılmak zorunda kalan zavallıya,
ondan yardım umana, yönelecek başka
bir yeri olmayana. Ne mutludur oysa
ölümden sonra Yaradan'a yaklaşabilen,
huzur bulan, babanın şefkatli kucağında.
      
Yürek yoran günler art arda yığılıyor,
acısı bitmek bilmiyordu Halfdane oğlunun,
koyu bir korku kaplıyordu kalpleri,
gecenin kabusu asla gecikmiyordu.


Anonim
Eski İngilizce'den Uyarlayan: Seamus Heaney
İngilizce'den Çeviren: Nazmi Ağıl



1. Çiftlik evleri daha çok bekar işçiler içindi. Grendel Danimarka tahtının merkezi
olan şölenevini işgal etmekle yetinip çevredeki öteki binalara dokunmuyor. (ç.n.)
2. Anglo-Sakson kanunlarına göre cinayet işleyen birinin kurbanın ailesine kan bedeli
ödemesi gerekiyordu. Bu uygulamanın amacı kan davalarını, dolayısıyla daha
fazla kan dökülmesini önlemekti. (ç.n.)
3. Hıristiyanlar eski Pagan tanrılarını Şeytanla bir tutuyorlardı. (ç.n.)