Şiir, Sadece

19 Mart 2011 Cumartesi

Gazel LXX

Mefâ'îlün/Mefâ'îlün/Mefâ'îlün/Mefâ'îlün 


1. Gönül yetdi ecel zevk-i ruh-ı dil-dâr yetmez mi 
    Ağardı mûy-ı ser sevdâ-yı zülf-i yâr yetmez mi

2. Yetürdi başımı gerdûn ayağa bârı mihnetden 
    Hayâl-i halka-i gîsû-yı anber-bâr yetmez mi

3. Sana yetdi ecel peymânesin nûş itmeğe nevbet 
    Hevâ-yı çeşm-i mest ü gamze-i hun-hâr yetmez mi

4. Yeter oldı kulağa bang-i rıhlet dehr bağından 
    Ne durmışsen temâşâ-yı gül-i ruhsâr yetmez mi

5. Yeter cem' eyle bâr-ı ma'siyet tağyir-i etvâr it 
    Haya kıl yoh mıdur insaftın ol kim var yetmez mi

6. Hidâyet menziline yetdiler sa'y ile akranım 
    Dalâlet içre sen kaldım sana ol âr yetmez mi

7. Fuzûlî dime yetmek menzil-i maksûda müşkildür 
    Dutan dâmâm-ı şer'-i Ahmed-i Muhtar yetmez mi


Fuzuli

1. Ey gönül! Ecel geldi yaklaştı, sevgilinin yanağının zevki artık yetişmez mi? Saç ağardı, yârin saçının sevdasını çekmen kâfi değil mi?

2. Felek, mihnet yükünden başını ayağına erdirip seni iki bük­lüm etti. Sevgilinin anber gibi koku saçan saçının halkasını daha ne kadar hayal edip duracaksın?

Sırtında ağır yük taşıyan kimsenin başı nerdeyse ayağına yakla­şır, vücudu bir halka biçimini alır. Felek Fuzûlî'ye öyle çok mihnet yük­lemiştir kt onu taşımaktan beli bükülmüş, vücudu âdeta bir halkaya benzemiştir. Böyle olduğu halde hâlâ güzellerin saçının halkasının ha­yâli ile vakit geçirmektedir.

3. Ecel kadehini içme nöbeti sana geldi. Sevgilinin sarhoş gözü­nün ve kan içen süzgün yan bakışının arzusu yetişmez mi?

Sevgilinin gözüne mest (sarhoş) sıfatının verilmesi baygın bakışı dolayısıyledir. Divan şiirinin güzellik anlayışına göre de baygın bakış beğenilir. Peymâne, nûş etmek, mest kelimelerinde tenasüp vardır.

4. Dünya bağından kulağına göç davulunun sesi geldi. Daha ne duruyorsun, gül gibi yanağı seyrettiğin» yetişmez mi?

Eskiden kervanlar belli bir süre yolculuktan sonra dinlenmek için konaklarlar, yola çıkılacağı zaman herkesin hazırlanıp toplanması için davul çalınarak duyurulurmuş.

5. Günah yükünü topladığın yetişir, tavrını değiştir. Utan, insa­fın yok mu, mevcut günahın sana kâfi değil mi?

6. Yakınların çalışarak doğruluk yerine eriştiler. Yanılgı içinde sen kaldın, bu utanç, sana yetişmez mi?

7. Fuzûlî! istenilen yere ulaşmak güçtür deme. Ahmed-i Muhtar (Hz. Muhammedi in şeriatının eteğine yapışan istediği yere ulaşmaz ma? (Elbette ulaşır).