Şiir, Sadece

22 Temmuz 2017 Cumartesi

Yoksul Kız

Yabancı bir ülkede oturan yoksul kız,
Kafatası biçiminde ışıltılarıyla gecenin
Yazdöneminde parlayan uzak ay gibi
Gözlerinin içinden bakar her yana ölüm
Öyle dik ve derin:

Yoksul çocuk, giymişsin yazlık giysilerini
Ve altın çizgili yırtık ayakkabılarını
Toprak ana renk çimen
Ve çiçek mantosunu giyindiği gibi
Örterek yıkım mağaralarını
Oyuk ölümlerin söylediği.

Yüreklerimizde sanki de şaftlarıdır kuyuların
O çökmüş gözler ki bakıyorum derinden
Bilmem günahı nedir onların
Bu yapmacık sevinç gösterisinde
Dudaklarımızın arkasında uslarımız
Birleşir ağlamakta
Uyku içinde hiç uyumayan
ölümlülüğe.

Ağlamanın yararı ne?
Bir cerrah bıçağı taşımıyor ki
Kessin yaşamının kökünde
Yanlış çoğalan hücreleri

Sevginin aşırılıkları tanıtlar yalnız,
Tenin ötesinde uzanır çirkin kemiğe
Karanlıkta sırtlanlarda uluyan bir ses.

Bir düşünüdür üzgünlüğüm, bir düştür,
Yarının fırtınası alıp götürecek:
Uyanmaz gün günden daha dinç
Görünüşten öte salt doğru olana:
Ya da yatağının çevresindeki granit gerçeklere
Yoksulluğun kahrıyla umutsuz, çirkin
Gerçeğe ki bir belirtisidir
Yakında öleceğinin.


Stephen Spender
Çeviren: Osman Türkay